1980'lerin ortasında bütün Dünya, önemli bir öz eleştiri yapmaya davet edildi. Derin dondurucularda, aerosollerde ve kuru temizleme ürünlerinde yoğun biçimde kullanılan CFC gazları * , Dünya'nın kutup bölgelerindeki ozon tabakasını delmişti ve önü alınmasaydı çok daha ciddi çevre sorunlarına yol açıp, insan sağlığını tehdit edebilirdi. Bu yüzden hemen hemen bütün ülkeler, CFC kullanımını yasakladı. Bu güzel gelişmede önemli bir payı olan bilim insanları, şimdi deliğin küçüldüğünü ve kendini önemli oranda tamir ettiğini rapor ediyorlar.
Bilim insanları, CFC'lerin atmosferde yükselen etkisini ve verebileceği zararları ilk kez 1960'lı yıllarda fark etmeye başlamıştı. Ozon tabakasının inceldiğine dair ilk bilimsel makale 1974 yılında Nature dergisinde yayınlandı. Kimyasal bileşiklerin atmosferdeki ozon tabakasını yediği kesindi ancak bu olay, yeterince ışık alan, soğuk ve stratosferik ozon bulutlarına fazladan çok miktarda klor karışan yerlerde görülüyordu.
Bu ekstra klor, on yıllar boyunca Antarktika üzerindeki ozon tabakasında mevsimsel bir delik oluşmasına neden oldu. Kıta, karanlık kış ayına girdiğinde delik kapanırken, aydınlık bahar ayları geldiğinde tekrar büyüyordu.
Ozon tabakasının, bizi ultraviyole ışınlardan korumada büyük bir rolü vardır. Ne zaman ozon deliği büyüse Dünya'da uv seviyesinin arttığı gözlemlendi. Bu problemin sadece küçük bir parçası aslında. Biz insanlar yoğun miktarda UV ışınına maruz kaldığımızda cilt kanseri riski çok yükselmekte. Yapılan ölçüm ve hesaplamalar gösterdi ki, ozon deliği büyümeye devam etseydi, her yıl 2 milyon fazladan insan cilt kanserine yakalanacaktı. Üstelik yükselen UV oranının, ormanlara, okyanuslara, tarım alanlarına ve tüm çevreye etkisinin ne olacağı tam bir muamma, hesaplar, insanların direkt olarak göreceği zarar üzerine yapılmış. Dolaylı zararlar ölçülemeyecek kadar vahim.
Böylece 1987 yılına geldiğimizde bu konudaki ilk somut adım atılarak maddeleri üzerinde anlaşma sağlanan Montreal Protokolü kabul edildi. 1989 yılında yürürlüğe girerek bugünkü canlılık için önemli bir aşama sağlanmış oldu. Ama elbette tren enkazını tamamen kaldırıp temizlemek ayrı, yerini değiştirip biraz öteye götürmek ayrı şeyler. Bir defa ozon tabakasına zarar vermiştik ve bunun onarılması şarttı. Uzun süredir beklenen haber de bilimcilerden geldi. Antarktika üzerinde çalışma yapan bir ekip tarafından ilk defa ozon tabakasının tedavi olduğunu doğrulayan bir rapor hazırladı.
Antarktika üzerindeki ozon deliği, her yıl Ekim ayında en büyük haline gelir ve çalışmaların tümü, deliğin en büyük halini baz alacak şekilde yapılıyor. Ancak deliğin büyüme süreci genellikle Ağustos'un sonunda başlamıştır. Ekibin düşüncesine göre yılın bu zamanında sıcaklıklar hala ılık seyrederken ve delik hala oluşma aşamasındayken ozon seviyelerini biraz daha erken inceleyerek, klorun etkisi hakkında daha net fikir alabildiler.
Bence, ben de dahil, insanlar hep Ekim ayına odaklandık çünkü bu ayda ozon deliği en büyük ve görkemli halini alıyordu ancak Ekim ayında bile olsa küçük meteorolojik değişimler meydana gelmeye devam eder. Eylül ayı gözlem için en doğru zaman çünkü yılın bu zamanında delikteki klorun kimyasal olarak kontrol altına alındığı dönemdir. Bu noktayı geçmişte sürekli gözden kaçırıyorduk. Profesör Susan Solomon
mit Atmosferik Kimya ve İklim Bilimi bölümünden Prof. Susan Solomon ve ekibi çalışmalarına Antarktika'da 2000 yılında başladı ve 15 yıl boyunca ozon deliğinin Ekim ayındaki durumunu gözlemlediler. Elde ettikleri verilere göre ozon deliği, 2000 yılında en yüksek seviyesine ulaştığı günden bu güne 4 milyon km2 küçüldü. Bu süre boyunca hava durumunda yaşanan, sıcaklık gibi değişimlerin kaydı tutuldu. Analizler sonucu atmosferik klor ne kadar az olursa, ozon deliği de o kadar küçüldüğü anlaşıldı.
Şundan emin olduk ki gezegenimiz sağlığına kavuşma yoluna girmiş durumda. Kendimize yaptığımız büyük bir iyilik değil mi? Biz insanlar sizce de inanılmaz canlılar değil miyiz? Önce gezegeni kirlettik ve sonra birlik olup atmosferdeki bir molekülün seviyesini düşürme kararı aldık ve uyguladık. Şimdi kocaman bir gezegen, bu hareketimize cevap vermeye başladı bile. İnanılmaz bir şey bu.
Araştırma Science isimli bilim dergisinde yayınlandı.
#çevre #ozon tabakası