Üniversitenin son yıllarına kadar sinema izlemeyi pek sevmezdim. Çok kitap okurdum ama sinemayla aram hiç iyi değildi. Gelen tepkiler üzerine olacak bu itidadımı ısrarla devam ettiriyordum ancak yavaş yavaş bunu kırmaya başladığım sıralardı.
Şener Şen'i tabi ki tanıyordum ama hakkında neredeyse hiç bir şey bilmiyordum. Bir gece arkadaşımla ankaradan döndükten sonra gece hatta daha doğru tabirle sabaha karşı Yavuz Turgul'un efsanesi Eşkiya'yı izledik ve ben Şener Şen'in ne kadar büyük bir oyuncu olduğunu orada gördüm. Bu kadar iyi bir film olamazdı, gördüklerime inanmıyordum. İnanılmaz. Önce ben neden daha önce izlemedim diye biraz kendime kızdım biraz da artık izlemiş olmanın verdiği gururu hissettim.. Tabi o sırada filmin hüzünlü etkisi de devam ediyor. Bu filmden sonra Muhsin Bey ve Av Mevsimi'ni izledim. Artık Şener Şen adını duyduğumda en azından içimde o gerçek saygıyı duyacak kıvama gelmiş oldum.